Her ne kadar hayallerimizde lüks evler, bağış kampanyaları veya özel konserler olsa da piyango kazananların hayatı her zaman peri masalı gibi sürmüyor. Kazananların dramatik hikayeleri, daima manşetleri süslüyor.
KAZANANLAR LİSTESİ KAYIPLARLA DOLU
İşte İngiltere’den bazı kazanan ve yitip gidenlerin hikayeleri:
2003’te 1.8 milyon sterlin kazanan 16 yaşındaki Callie Rogers, tüm parasını dağıttıktan sonra yalnızlaştı, temizlikçilik yapmaya başladı ve “Para hayatımı mahvetti” dedi.
Victoria Jones, 2004’te eşiyle birlikte 2.3 milyon sterlin kazandı ama “Hayatımda başıma gelen en kötü şeylerden biriydi” diyor.
Margaret Loughrey, 2013’te 27 milyon sterlin kazanıp sadece 71 sterlinle geçinirken zenginliğe adım attı. Ancak sonrasında “Eğer cehennem varsa, ben orada yaşadım” dedi ve psikolojik olarak dibe vurdu.
ABD’de en trajik örneklerden biri ise Jack Whittaker oldu. 2002’de 315 milyon dolar kazanmıştı. 10 yıl içinde eşi onu terk etti, kızı ve torunu aşırı dozdan hayatını kaybetti, defalarca soyuldu. Bir keresinde bir striptiz kulübünde bayıltılıp arabasındaki 545 bin doları çalındı. Gözyaşları içinde “Keşke o bileti yırtıp atsaydım” dedi…
EN İYİ TAKTİK ANONİM KALMAK
Tüm bu hikayeler, kazananların kameralara poz verip dev çeklerle poz vermesinin tehlikelerine işaret ediyor. İngiltere Ulusal Piyango kurumu bile yeni kazananlara ilk öneri olarak şunu sunuyor:
“Sakin olun, bağımsız hukuk ve finans danışmanlarına başvurun, hemen bizimle iletişime geçin.”
Öte yandan yüz milyonlarca parayla uyanmak, sıradan bir hayatın yapısını temelden sarsabilir. Birçok terapist, depresyondaki bireylere rutin ve yapı önerir. Çünkü bu, motivasyonun ve anlam duygusunun temelidir. Para her şeyi satın alabilir ama kimliğinizi değil.
Zaten çalışmak zorunda olmayan, varlıklı ailelerin çocuklarının çoğunun psikolojik çöküş yaşaması da tesadüf değil. Her şeye sahipseniz o “her şey” çok hızlı sıkıcı hale gelir. Bu da insana “bir şey hissetmek” için uçlara yönelme duygusu yaratabilir.
